Ülke, millet ve İslâm âlemi olarak rahmet, mağfiret ve arınma mevsimi Ramazan-ı şerifin sonunda yeni bir bayrama daha kavuşmanın sevinç ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Bayramlar, bizleri istikbale taşıyan ve tarih sahnesinde biz Müslümanlara süreklilik kazandıran en müstesna zaman dilimleridir. Bayramlar, her yıl gelip geçen sıradan bir tatil günü değil, insanî ve İslami güzelliklerin birlikte yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi ve saygının en güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı paylaşma ve dayanışma günleridir. Bayramlar mutluluğun, sevincin, muştunun hakkını verme günleridir.
Bayrama barış, umut ve güven içinde ulaşan bizler, bugün umutsuzluğu gönüllerimizden söküp, bizden bayram neşesi bekleyenlere beklediklerini ikram etmeli; bayramın sevincini, neşesini dua, tekbir ve selamlarla önce kendi içimizde duymalı sonra da bayrama acıyla, gözyaşıyla ulaşabilmiş kardeşlerimize bunu en kalbi ve samimi duygularımızla hissettirmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, ülkemizin, gönül coğrafyamızın, yurt dışındaki millet varlığımızın ve İslâm âleminin mübarek Ramazan bayramlarını en içten duygularla tebrik ediyoruz. Son zamanlarda menfur terör eyleminde hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize rahmet, acılı ve kederli ailelerine ve aziz milletimize bir kez daha sabır, metanet ve başsağlığı diliyorum.
Bayramın ülkemizde güven ve huzur ortamının kalıcı hale gelmesine; son yıllarda bayramlara hep buruk giren İslam dünyasında barış, huzur ve güven ortamının yeniden tesis edilmesine; insanlığın barış, huzur ve adaletine vesile olmasını Yüce Allahtan niyaz ediyoruz.